2001 a space odyssey ve momolit çizimi

2001: Bir Uzay Destanı – Sinema Tarihinin En Sessiz ve En Yanlış Anlaşılan Devrimi

0

[ Okuma süresi tahmini 4 dakikadır ]

Stanley Kubrick’in 2001: A Space Odyssey (1968) filmi, çoğu kişi için “yavaş”, “zor” ya da “anlaşılmaz” bir bilim kurgu klasiği olarak bilinir. Ancak filmin arkasında, neredeyse hiç konuşulmayan detaylar, teknik tercihler ve felsefi riskler vardır.

Bu seneyi bir 2001: A Space Odyssey yazısı olmadan bitirmemiz mümkün değil idi, elbette.

Sizlere, 2001: Bir Uzay Destanını benzersiz yapan, çoğu izleyicinin fark etmediği bazı özelliklerden bahsetmek isterim:

Ancak önce, geleneksel olarak, bir kitap kapağı denemesi örneğini/ görselini vereyim.

Gelelim filmin “pek” bilinmeyen özelliklerine;

1. Filmde Neredeyse Hiç “Gelecek” Tasviri Yoktur

Film genelde “geleceği anlatan bir bilim kurgu” olarak görülür. Oysa Kubrick bilinçli olarak geleceği hayal etmeyi reddetmiştir.

Kubrick’in amacı geleceği “şaşırtıcı” göstermek değil, kaçınılmaz göstermekti. Gelecek sıradanlaşmıştır; asıl şok edici olan da budur.


2. Uzay Sessizdir Çünkü Kubrick Seyirciyi Kandırmak İstemez

Uzay sahnelerinde patlama ya da motor sesi yoktur. Bu sadece “gerçekçi olmak” için yapılmamıştır.

Kubrick, izleyicinin bilinçaltında yer alan Hollywood reflekslerini kırmak ister. Seyirci, ses bekler ama alamaz. Bu da şu etkiyi yaratır:

“Bu bir film değil, izlenen bir olay.”

Sessizlik, filmi izlenen değil deneyimlenen bir şeye dönüştürür.


3. HAL 9000 Kırmızı Olduğu İçin Korkutucudur

HAL’ın gözü (kamera merceği) kırmızıdır. Bu tesadüf değildir.

İnsan zihni kırmızıya refleks olarak dikkat kesilir. Kubrick, HAL’ ı korkutucu yapmak için hiç agresif davranış eklemez, yalnızca renk kullanır.

HAL bağırmaz, tehdit etmez. Sakinliği onu daha tehlikeli gösterir.


4. Filmdeki En Büyük Sıçrama Tek Bir Kesittir

Sinema tarihinin en ünlü kesmelerinden biri vardır:

Kemik → Uydu

Bu sahne sadece “zaman atlaması” değildir. Kubrick burada şunu söyler:

Yani film, insanlığın teknolojik ilerlemesini değil, şiddetin evrimini anlatır. Bu kesit, Kubrick’in bütün film boyunca yaptığı tek “net” açıklamadır.


5. Monolit Bir Uzaylı Değil, Bir Testtir

Çoğu yorum monoliti “uzaylı bir yapı” olarak açıklar. Ancak Kubrick ve Arthur C. Clarke’ a göre monolit:

Monolit, yalnızca izler.

İnsanlık hazır olduğunda müdahale eder. Hazır değilse ortadan kaybolur. Bu yönüyle monolit, Tanrı figüründen çok kozmik bir sınav kağıdıdır.


6. Filmin Finali Bilinçli Olarak Anlaşılmazdır

Kubrick, filmin finaliyle ilgili açıklama yapmayı bilinçli olarak reddetmiştir.

Sebebi nettir:

“Açıklanan bir fikir artık izleyiciye ait değildir.”

Bu yüzden final:

Kubrick’e göre filmi “anlatmak”, filmi öldürmek demektir.


Sonuç: 2001 Bir Film Değil, Bir Deneydir

2001: Bir Uzay Destanı:

Ama şunu yapar:

İzleyiciyi, insan olmanın ne anlama geldiğiyle baş başa bırakır.

Bu yüzden film, izlendikçe değil; yıllar geçtikçe anlaşılır. Tekrar seyretmek ister miydiniz?..

Kelime Sayısı: 587 Yorum yapılmamış

Yazı altı elemanları

Bir şey mi söyleyeceksiniz?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir