The Shining, Cinnet
Meşhur ötesi film The Shining’in Türkçe ismi Cinnet olarak sinemalara gelmişti. Aynı etkiyi vermiyor tabii. Tam çeviri yapılsaydı da olmayacaktı. Neyse biz ingilizce orijinal ismi ile devam edelim.
The Shining Stephen King’in aynı adlı romanından. Filmin yönetmeni Stanley Kubrick. Film aynı adlı romandan ama Kubrick romanı birebir çekmemiş. Stephen King’in hoşuna gitmemiş ama büyük usta Kubrick filme ve filmle sinemaya bir damgasını daha vurmuş.
Stephen King’in romanına göre olayların sorumlusu Otel. Kubrick ise olayları Jack Nicholson ile Jack Torrance karakterine ağırlık vermiş. Filmi seyrettiğimde Otel‘in etkisini bana verdiğini hatırlıyorum. Jack Torrance’ın cinnet geçirmesini tam oturtamamıştım. Her şeyi Otel yapıyor daha uygun görünüyordu. Tam Stephen King tarzı.
Otel’in ikonik halısı bir çok görsele ve postere konu olmuş. Ben de yapmak istedim. Filmde olan 3 kişiyi işaret eden cisim, 3 görsel/ poster var bu yazıda. Oğul, baba ve anne. Tabii meşhur, ikonik deseni ile otelin halısı üzerinde.
Jack Nicholson balta ile kapı kırma sahnesinde kapıyı bir vuruşta kırmış. Bunun üzerine daha sağlam kapı kullanılmış. Çekimler 3 gün sürmüş. Tam 60 kapı kullanılmış. Kubrick’in detaycılığı ve titizliği ile.
Kitapta 217 numaralı – ancak filmde Kubrick 237 numaralı oda olarak verdiği – odanın halıları da ilginçtir.
BONUS: Filmin 237 numaralı odasının retro halısı ve oda anahtarlı posteri.
Kubrick filminde romanın sonunun yerine kendi yorumunu eklemiş. Bu da anlaşılabilir bence. Stephen King genel olarak romanlarının sonunu çok başarılı olarak bitiremez. Aynı şey belli ki Kubrick’i de rahatsız etmiş.
Filmin iç çekimleri, otel içi çekimleri yani, İngiltere, Hertfordshire’da Elstree stüdyolarında çekilmiş.
Kubrick’in üzerine film çekmek, aynı filmi ondan sonra bir daha çekmek çok zor. Öyle bir damga vuruyor ki, etkisinin yanına yaklaşamıyorsunuz. Stephen King filmi beğenmediği için daha sonra, 1997 yılında, 3 bölümlük diziyi Mick Garris çekmiş. Garrisin serisini belki Stephen King beğenmiştir, belki romanına daha uygun bulmuştur. Ancak genel olarak Kubrick’in The Shining (1980) filmi kadar beğenilmemiş. Garris’in böyle güçlü bir filmin üzerine serisini çekmek cesaretine de ne denir bilemedim. En azından denemiş (mi?).